Madurer varlıklı bir Anadolu Beyi'nin oğludur. Ne yazık ki güneş ışığı ve temiz havayla temas etmesine engel olan gizemli bir hastalıktan mustariptir. Hayatını, sarayın penceresi olmayan üç odasında sürdürmektedir. Babası Ganuan, ünlü bir ressamı sarayına davet eder ve ondan çocuğun yaşadığı odaların duvarlarını dünyayı gösteren resimlerle kaplamasını ister.
Ressam duvar resimleri üzerinde çalışırken, çocukla ilişkisi derinleşir ve aralarında sıkı bir dostluk başlar. Bir ressam, bir çocuğa yalnızca boya fırçalarıyla çalışarak dünyanın güzelliğini gösterebilir mi?
Fırçaların Sihri, dostluk, güzellik ve hayatın gelip geçiciliği üzerine unutulmaz bir roman.